5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNDAKİ TEMEL İLKELER VE TANIMLAR
Kaynak :
Ceza Kanununun Amacı
Madde 1: Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlemiştir.
Maddede açıkça belirtildiği üzere;
Ceza Kanununun amacı şöyledir;
- Kişi hak ve özgürlüklerini korumak,
- Kamu düzen ve güvenliğini korumak,
- Hukuk devletini korumak,
- Kamu sağlığını ve çevreyi korumak,
- Toplum barışını korumak,
- Suç işlenmesini önlemek
yukarıda sayılı bu amaçların gerçekleşmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir,
Suçta ve Cezada Kanunîlik İlkesi
Madde 2: (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleri ile suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
Cezalar, hapis ve adli para cezasından ibarettir. Güvenlik tedbiri bir ceza olmayıp suça verilecek cezadan sonra uygulanabilecek bir önlemdir.
1 inci fıkrada; suç ve cezada kanunîlik (yasallık) ilkesi,
2 inci fıkrada; idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamayacağı,
3 üncü fıkrada; suç ve cezada kıyas yasağı konulmuştur.
Kimse işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden (eylemden) dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. (TCK md. 7) Failin lehine olan kanun uygulanır.
Sanığa atılan eylem sonradan suç olmaktan çıkılmış ise Ceza Mahkemesi Kanunu’nun 223/9 uncu maddesi uyarınca DERHAL BERAAT kararının verilmesi gerekir.
Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi
Madde 3: (1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Ceza Kanununun uygulanmasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir ve düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal köken konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.
Anayasa Mahkemesi Kanunlarına göre eşitlik, herkesin aynı hak ve yükümlülüklere sahip olması anlamında değildir. Eşitlik her yönüyle aynı hukuki durumda olanlar arasında söz konusudur. Bu kısaca eşitlerin eşitliği olarak izah edilmektedir. Diğer bir ifade ile eşit olmayanların eşitsizliği eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14 üncü maddesinde “AYRIMCILIK YASAĞI” “bu sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, özellikle cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal ve diğer kanaatler ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi bir durum bakımından hiçbir ayrım yapılmadan sağlanır” şeklinde belirlenmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye ile ilgili bir kararında; “Terör suçları bakımından daha uzun gözaltı süresi öngörülmesini” 6 ıncı maddeye bağlı olarak 14 üncü maddeye aykırı görmemiştir.
Kanunun Bağlayıcılığı
Madde 4: Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.
Usulüne uygun olarak kabul edilen ve yayımlanan yasanın bilinmesi, gerektiği/bilindiği var sayılır. Yasayı bilmiyorum mazeretinin kabul edilmemesinin nedenlerinden biri, kamu düzeninin başka türlü korunamayacağı yasa otoritesinin sağlanamayacağına ilişkin kanundur.
Özel Kanununlarla İlişki
Madde 5: Bu konunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.
Özel Ceza Kanunlarında Türk Ceza Kanunun genel hükümlerine benzer özel düzenlemeleri getirilmediği takdirde bu madde gereğince TCK nın genel hükümlerinin özel yasalarda uygulanması gerekecektir.
Madde 6: (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
- a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi,
- b) Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi,
- c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,
- d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hâkimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,
- e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi,
- f) Silâh deyiminden;
- Ateşli silâhlar,
- Patlayıcı maddeler,
- Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
- Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
- Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,
- g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar,
- h) İtiyadı suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,
- i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,
- j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi,
anlaşılır.